Mustafa Sani Şener, geçen yıl mayıs ayında TAV Havalimanları'ndaki yönetim kurulu başkan vekilliği görevinden ayrılırken veda yazısına "Vakti gelince gitmenin adıdır, gün batımı... Ömürden, gönülden, günden...demiş Can Yücel" diye başlamıştı.

TAV Havalimanları Holding'teki görevini bıraktı ama bu tam bir veda sayılmaz. Şener ailesinin Sera Group ile TAV Havalimanları Holding'te hisse oranı 2024'te yaklaşık 117 milyon liralık hisse satışı ile yüzde 1'in altına indi ama Şener ailesi TAV İnşaat'ta hâlâ ana hissedar konumunda. (TAV'ın yüzde 1'i 14 Temmuz itibarıyla halen 244 milyon dolar ediyor). Sani Şener şu anda TAV İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı. 1995'te kurduğu Sera Group'un da iki büyük iştiraki dışında inşaat ve yatırım projeleri var.

Şener ailesinde hemen herkes mühendis. Kurucu Mustafa Sani Şener makine mühendisi; 1979'da kısa bir süre Orman Bakanlığı da yapan babası merhum Ahmet Şener ziraat mühendisi, kardeşi Sadi Şener de inşaat mühendisi. Bugün şirketin yönetimini üstlenen ikinci kuşakta da tablo değişmiyor. CEO Ahmet Ozan Şener inşaat mühendisi, şirketin finansal işlerden sorumlu yöneticiliğini üstlenen Damla Nur Şener Akkaynak ise endüstri mühendisi.

Sera şu anda Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar'da inşaat projeleri ve yatırımlarla büyümeye odaklanmış durumda. Mustafa Sani Şener, Sera'yı kurduktan sadece üç yıl sonra kurucu ortağı olduğu TAV Havalimanları'nın yönetimine odaklanırken aile şirketinin yönetimini 2004'te İstanbul Kültür Üniversitesi inşaat mühendisliği eğitiminin ardından 2005'te Îtalya'da Milano Politeknik Üniversitesi'nde yüksek lisansını tamamlayıp Türkiye'ye dönen Ahmet Ozan Şener üstlendi.

TAV İnşaat'ın yönetim kurulu üyeliğini de yapan Ahmet Ozan Şener'in sahadaki ilk deneyimi, Katar'daki Hamad Uluslararası Havalimanı'nda yüksek mühendislik göreviydi. O dönemde dünyanın en büyük havalimani projelerinden birinin şantiyesinde çalışmanın iş hayatındaki en önemli deneyimlerden biri olduğunu söylüyor. TAV İnşaat'ın Katar'da tamamladığı projelerin toplam yatırım bedeli 4 milyara ulaştı. Hamad Uluslararası Havalimanı'nın neredeyse tüm fazlarında yer alan şirket, son etapların inşası için de tekliflerini verdi.

Sera Group'un 2024 yılında cirosu 250 milyon dolar oldu. 2025'te yurtdışı projelerin de devreye girmesiyle bu rakamı 300 milyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyorlar. Deprem konutları ve savunma sanayi tesisleri inşaasıyla konsolide cirolarının yüzde 70'i Türkiye'den geliyor. 2024'te 1 milyar dolar ciroya ulaşan TAV İnşaat ise cirosunun yüzde 90'ını Türkiyedışından elde ediyor. Sera Group en büyük işleri Ankara Esenboğa ve Antalya Havalimanı projelerini yeni tamamladı. Yurt içinde Trabzon Havalimanı inşaatı, savunma sanayi inşaat projeleri ve deprem bölgesinde köy evleri projelerinde Gaziantep, Malatya, Kahramanmaraş illerinde inşaatlar devam ediyor.

Sera Yapı ile toplam 5 milyon metrekarelik projeye imza attılar. TAV İnşaat'ta ise çok daha büyük çaplı projeleri teslim ederek bugüne kadar yaklaşık 12 milyon metrekare ile 14 ülkede 22 milyar dolarlık projeyi hayata geçirdiler. Dubai'de birkaç ikonik yüksek yapıya imza atmış olsa da (Damac Towers by Paramount, The Address Residences Dubai Opera ve Il Primo Tower gibi) TAV İnşaat'ın uzmanlık alanı havalimanları ve bağlantılı tesisler...

Sera Group'un yurt dışındaki yatırımları da TAV'ın deneyiminden besleniyor. Ahmet Ozan Şener, "TAV İnşaat'ın know-how'i Sera için de bir rehber niteliğinde. Biz, 50 bin metrekarelik terminaller gibi daha kompakt havalimanı yapılarını üstleniyoruz. Daha büyük ölçekli projelerse TAV'ın uzmanlık alanı" diyor. Ayrıca tek işleri havalimanları değil, fabrika ve üniversite binaları, büyük ölçekli konut projeleri, yüksek katlı ofisler gibi projelere de imza attılar.

Sera Group'un tarihindeki en önemli eşik, kuşkusuz TAV Havalimanları'nın kuruluşu olmuş. 2000 yılında Atatürk Havalimanı'nın açılması ise hem TAV hem de Sera için globalleşme sürecinin başlangıcıydı. Sera'nın yurt dışındaki ilk işi ise 2007 yılında Dubai'de üstlenilen Skyview Tower projesiydi. Ancak ardından gelen 2008 mortgage krizi, bölgedeki tüm gayrimenkul geliştiricilerini olduğu gibi Sera'yı da etkiledi. Şener, "Dubai'de o Ferrarilerin havalimanına tozlu şekilde terk edilip bırakıldığı dönemde ben oradaydım. Demir fiyatları bin dirhemden 6 bin dirheme çıkmıştı. Çok iyi hatırlıyorum" diyor.

ORTA DOĞU AÇILIMI

Ahmet Ozan Şener, Türk müteahhitliğinin küresel rekabetteki yerini net bir ifadeyle tarif ediyor: "Biz sadece inşaat yapmıyoruz, döviz getiriyoruz." Şenere göre Orta Doğu ülkeleriyle Türkiye arasındaki siyasi ilişkilerin düzelmesiyle birlikte Türk inşaat şirketlerinin bölgedeki etkinliği yeniden hız kazandı. “2015 öncesi yılda 20 milyar dolarlık iş alınırken, 2018'de bu rakam neredeyse sıfıra indi. Ancak ilişkilerin düzelmeye başladığı anda tüm Türk şirketleri tekrar yurt dışına açıldı" diyor.

KURULUŞU KRİZE DAYANIYOR

Şirketin isminin de bir hikâyesi var. 1994 kur krizi, Rusya'da iş yapan Mustafa Sani Şener'i iflasa sürüklediğinde, aile Ankara'da bahçeli evinden taşınmak zorunda kalmıştı. Yeni evdeki kış bahçesi, anne Şener tarafından bitkilerle dolu bir "sera"ya dönüştürülmüştü. O dönem, birlikte geçirilen zamanın değerine vurgu yapmak isteyen aile, yeni kurdukları şirkete "Sera" adını vermeyi kararlaştırdı. Ahmet Ozan Şener, bu dönemi "1994 krizinden önce babamı görmek pek mümkün değildi. İşi gereği ya şantiyelerde ya da Rusya odaklı çalıştığı için genellikle yurt dışındaydı. İflas ettik ama en mutlu günlerimizi o seranın altında hep beraber geçirdik" diyerek özlemle anlatıyor.

Sera'nın portföyü içinde Antalya'da Petrol Ofisi ile ortak yürüttükleri jet akaryakıt istasyonları var. Burada yakıt depolama ve uçaklara yakıt sevkiyatı yapılıyor. Memleketleri Trabzon'da da 10 MW'lik hidroelektrik santrali ve araç muayene istasyonları (TÜVTÜRK) var. Diğer bir iştirakleri de havalimanlarında hizmet veren Londra merkezli Travelex döviz bürolarının Türkiye opreasyonları.

Şener, "Bizim esas işimiz müteahhitlik. Sera, ailenin yatırım şirketi olarak farklı alanlarda faaliyet gösterse de ciromuzun yüzde 80'i taahhüt işlerinden geliyor" diyor. Türkiye dışındaki en önemli projelerinden biri Karadağ'da. Şener "Avrupa Birliği genişleme kararı alırsa ilk katılacak ülkelerden biri” dediği Karadağ'ın yatırım için cazip bir ülke olduğunu söylüyor. Budva'da 90 milyon euro yatırımla hayata geçirecekleri Riviera Montenegro projesinde 212 konut, 144 odalı beş yıldızlı otel ve 3 bin metrekarelik bir alışveriş merkezi yer alıyor ve 2027'de tamamlanması hedefleniyor. Otel Accor Grubu'nun markalarından biri olan Swissotel tarafından işletilecek.

Sera'nın önemli pazarlarından biri de Dubai... Şu anda yaklaşık 250 milyon dolar değerindeki projenin iki yıl içinde teslim edilmesi planlanıyor. Ahmet Ozan Şener, TAV İnşaat projeleri için Katar'da çalışırken Dubai'de firsatları değerlendirmeye başlamış. Büyük ölçekli projelere odaklanan TAV'ın dahil olmadığı daha küçük ihalelere Sera Group teklif vermiş. Şener, "2003'ten beri Dubai'de rezidansım vardı. Bölgeye aşinaydım. Sera olarak o dönemde pazarda sessiz ama etkili bir başlangıç yaptık" diyor.

Böylece Dubai Emirliği'ndeki 145 metre yüksekliğindeki 33 katlı Skyview Tower'ı, dünyanın en uzun gökdeleni olan Burj Khalifa'nın yanındaki Address Residences Dubai Opera gibi projeleri yapan Sera, şimdi de Dubai Internet City'nin en büyük gökdelenine imza atacak. Ferrari ve Maserati gibi markaların tasarımcısı Pininfarina tarafından çizilen 66 katlı Iconic Residences projesi, 290 metre ile Dubai Internet City'deki en yüksek bina olacak. 310 lüks dairenin yer alacağı proje, 2027'nin üçüncü çeyreğinde tamamlanacak.

Şirket, diğer taraftan altyapı ihalelerini yakından takip ettiği Kuzey Afrika'da da büyümek istiyor. “Kuzey Afrika'da bazen o kadar uzak bölgelerdeyiz ki şantiyeye ulaşmak için uçak, ardından saatlerce kara yolu ve hatta helikopterle gitmeniz gerekebiliyor” diyor Şener. Radarlarında Libya, Mısır, Tunus ve Сеzayir var. Arap Baharı sonrası yatırımların uzun süre yatay seyrettiği bu ülkelerde canlanma var ve Şener'e göre fırsatlar artıyor.

Onlar da bu fırsatlardan yararlanmak niyetindeler...